Sevdiğimiz kişiden gelen sıkı bir sarılmaya kim hayır diyebilir ki? Sevgimizi ifade etmenin, destek olmanın en nazik, içten ve zararsız yollarından biri sarılmaktır. Sarılmanın sadece boşuna yapılan bir eylem olmadığını biliyor muydunuz? Elbette hayır. Bu yazımızda, sarılmanın yedi faydasını keşfederken, sizleri sevdiklerinize daha fazla sarılmaya davet ediyoruz.
İnsanların iki farklı dokunma sistemi bulunmaktadır. Birincisi, büyük, miyelinli A beta liflerinden oluşan hızlı bir dokunma sistemidir. Bu aynı zamanda ayırt edici dokunuş olarak bilinir; burada sinirlerimiz cildimize teması hızlı bir şekilde algılayabilir ve ayırt edebilir. İkincisi ise, son zamanlarda keşfedilen C dokunsal lifleri içeren yavaş bir dokunma sistemidir. Bu miyelensiz sinir lifleri, bir sarılma veya okşama gibi dokunmanın duygusal yönlerini işlemeyle ilişkilidir. Tüm duygular ve taşıdığı anlam göz önüne alındığında, fiziksel temasın, özellikle sarılmanın, ilişkilerimizde ve zihinsel sağlığımızda önemli bir rol oynadığı anlaşılabilir.
Sarılmaların, korku, stres ve ağrıyı azaltma gibi sağlık faydaları olabilir. Ayrıca bağışıklık ve kardiyovasküler sağlığı destekleyebilirler. Başkalarını heyecanlı, mutlu, üzgün veya teselli etmeye çalıştığımızda sarılırız. Sarılmanın, görünüşe göre, evrensel olarak huzur verici olduğu söylenebilir. Bize iyi hissettiriyor. Ayrıca, sarılmanın bizi daha sağlıklı ve mutlu yapmayı kanıtladığı ortaya çıktı. Bilim insanlarına göre, sarılmanın faydaları, birini kollarınız arasında tuttuğunuzda hissettiğiniz sıcak duygunun ötesine geçiyor. Devam edin, nasıl olduğunu öğrenmek için detayları açıkladığımız yazımızı okuyun!
İyi bir kucaklaşma kalp atış hızını yavaşlatır ve vücudumuzdaki stres hormonu kortizol seviyesini azaltır. Bunun sonucunda kucaklaşmak bizi sakin, güvende ve rahat hissettirir. Strese karşı tepkimiz ne kadar az olursa, duygularımızı o kadar iyi düzenleyebiliriz. Bir çalışmaya göre, erken gelişim aşamalarında daha fazla şefkatli dokunuş alan bebekler, stres faktörlerine daha az reaktif hale gelir ve daha düşük düzeyde anksiyete gösterirler.
Oksitosin hormonu, sarıldığımızda salgılanan bir mucizedir ve bu hormonun etkisiyle olumlu düşünce kapısını aralarız. Kısa bir süre sıkı bir sarılma, stres seviyemizi anında düşürerek bizi daha sakin bir noktaya taşıyabilir. Sadece birkaç dakika süren bu basit eylem, bizi stresin pençesinden kurtarabilir.
Sarılmak, stresi azaltma etkileriyle birlikte sizi daha sağlıklı tutmaya da yardımcı olabilir. 400'den fazla yetişkin üzerinde yapılan bir araştırmada, araştırmacılar sarılmanın bir kişinin hasta olma olasılığını azaltabileceğini buldular. Daha büyük bir destek sistemine sahip katılımcıların hasta olma olasılıkları daha düşüktü. Ve hasta olanlar arasında, daha büyük destek sistemine sahip olanlar, az destek sistemine sahip olanlara göre daha hafif semptomlara sahipti.
Sarılmanın sebep olduğu hafif baskı, göğüs kemiği üzerindeki etkisiyle beyaz kan hücrelerinin üretimini düzenleyen ve dengeleyen timüs bezini harekete geçirir. Bu süreç, bağışıklık sistemimizi güçlendirir ve daha fazla beyaz kan hücresi üreterek hastalıklara karşı direncimizi artırır. Ayrıca, yapılan araştırmalar oksitosin hormonu seviyesi yüksek olan bireylerin soğuk algınlığına daha az yakalandığını ortaya koymuştur.
Çocuklarımızla, eşimizle ve arkadaşlarımızla sık sık sarılmak, aramızda güçlü ve dayanıklı bağlar oluşturmamıza katkı sağlar. Özellikle çocuklarımıza bol bol sarıldığımızda, onların özgüvenlerini geliştirmelerine destek oluruz, ileride daha güvenli bireyler olmalarını sağlarız. Eşimizle sık sık sarılarak, uzun ve mutlu bir evliliğin temellerini atabiliriz. Sarılmanın sıcaklığı, ilişkilerimizi kuvvetlendirerek sevdiklerimizle daha derin bağlar kurmamıza yardımcı olur.
Bir arkadaş veya aile üyesi hayatlarında acı verici veya hoş olmayan bir durumla başa çıkıyorsa, onlara sarılın. Bilim insanları, başkalarına dokunarak destek vermenin, huzursuz olan kişinin stresini azaltabileceğini söylüyor. Hatta rahatlatan kişinin stresini de azaltabilir. Araştırmacılar, her kadının beyninin stresle ilişkilendirilen kısımlarının azalan aktivite gösterdiğini, annelik davranışlarının ödüllerle ilişkilendirilen kısımlarının ise daha fazla aktivite gösterdiğini bulmuşlardır. Birini rahatlatmak için sarıldığımızda, beynimizin bu kısımları benzer bir tepki gösterebilir.
Birini kucakladığımızda, vücudumuzda oksitosin adıyla da bilinen aşk veya kucaklama hormonunun bir dalgalanması meydana gelir. Oksitosin, anne ve bebek, romantik partnerler veya yakın arkadaşlar olsun, sevdiklerimizle bağ kurmamıza yardımcı olur. Basit bir dokunuşla, oksitosin salınımı bizi anında daha bağlı hissettirebilir, yalnızlık hissini azaltabilir.
Sarılmanın, serotonin olarak bilinen mutluluk hormonu salgılamasını artırarak, genel mutluluk düzeyimizi olumlu yönde etkilediği bilinmektedir. Bu nedenle, sık sık sarılarak daha mutlu hissetmemiz kaçınılmaz bir sonuç haline gelir.
Sarılmalar bize sadece diğer insanlara daha yakın hissettirmekle kalmaz, aynı zamanda kendimizle daha mutlu hissetmemize de yardımcı olur. Genel olarak, sosyal temas serotonin ve dopamin seviyelerini artırabilir ve endorfinleri serbest bırakabilir. Bunlar iyi hissettiren hormonlar ve doğal ağrı kesicilerdir. Endorfin genellikle egzersizle ilişkilendirilir, ancak sarılmalardan da anında bir ruh hali artışı elde edebiliriz. Uzun vadede, sevgi dolu dokunuşun sağlıklı bir benlik duygusu oluşturduğu ve sürdürdüğü gösterilmiştir.
Sarılmanın, kan basıncını düzenleyerek ve kalp atış ritmini değiştirerek kalp sağlığını olumlu yönde etkilediği bilinmektedir. Düzenli olarak sarılmanın, kalp hastalıklarına karşı koruyucu bir etki sağlayabileceği düşünülmektedir. Bu nedenle, sevdiklerimizle sık sık sarılarak kalbimizi korumanın bir yolu olabilir.
Oksitosin, bilim adamlarının bazen "kucaklama hormonu" olarak adlandırdığı vücudumuzdaki bir kimyasaldır. Bu, sarıldığımızda, dokunduğumuzda veya başka birine yakın oturduğumuzda oksitosin seviyelerinin yükseldiği için böyledir. Oksitosin, mutluluk ve daha az stresle ilişkilidir. Bilim adamları, bu hormonun kadınlarda güçlü bir etkisi olduğunu bulmuşlardır.
Sarılmanın rahatlatıcı etkisiyle gevşeyen kaslarımız, düzenlenen kan basıncımız ve bol miktarda salgılanan oksitosin hormonu, bir araya geldiğinde ağrılarımızın azalmasına ve yaralarımızın daha hızlı iyileşmesine katkı sağlar. Oksitosin, kan basıncında ve stres hormonu norepinefrinde bir azalmaya neden olur. Bir çalışma, oksitosinin olumlu etkilerinin, daha iyi ilişkilere ve romantik partnerleriyle daha sık sarılmalara sahip olan kadınlarda daha güçlü olduğunu bulmuştur. Kadınlar, aynı zamanda bebeklerini yakından tuttuklarında oksitosinin olumlu etkilerini görmüşlerdir.
Araştırmalar, sevdiklerimizle sarılarak uyumanın, daha kaliteli bir uyku deneyimi sunabileceğini gösteriyor.
"Faydaları bahane, sarılmak şahane!" diyenler için, şimdi partnerinizi, çocuğunuzu veya arkadaşlarınızı sıkıca sarmanın bilimsel nedenleri de var. Eğer birinin kucaklamaya nasıl yaklaştığından emin değilseniz, onlara sormaktan çekinmeyin. Fiziksel temas konusunda, özellikle kişisel sınırlarına saygı göstermek önemlidir. Ancak şaka bir yana, teması sevmeyen kişilere anlayışla yaklaşarak, kişisel alanlarına saygı göstererek bolca sarılmalı günler diliyoruz.
Ve tüm Peddon Kadınlarına kocaman bir sarılma yolluyoruz!